TEKSTİL İŞKOLUNDA İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ

dokuma-halk

I. GENEL PROFİL

Tekstil, hayvansal veya bitkisel lifli kullanım ürünleridir. Giyilebilen her şey ve bazı dekorasyon ürünlerini de içine alan bir imalat sektörüdür. Kullanılıcak materyalin elde edilmesinden kullanıma hazır hale gelene kadar geçirdiği sürecin tamamı tekstil işkolunun çalışma alanlarına dahildir.

Tekstil, ilk gününden bu yana çok büyük değişimler göstermiştir. M.Ö. 34000 yılında bugünün Gürcistan topraklarında mağarada yaşayan insanlar, keten liflerini örerek kendilerine giyecek üretiyorlardı. Bugün ise kullanılan teknoloji ve işgücü sayesinde yüksek üretim hızında, bir çok farklı yöntemle çok çeşitli giysiler ve ev dekorasyon malzemeleri üretilmektedir.

Tekstil sektörü, dış ticarette ülke ekonomisine en çok katkıyı sağlayan üretim sektörlerinden biridir. Türkiye’de tekstil ürünlerinin üretimi gelişen teknolojiye rağmen hala insan işgücü odaklıdır. Bu da tekstil sektörünün İş Sağlığı Güvenliği açısından son derece ciddiye alınması gereken bir işkolu olmasını gerektirir.
Kullanılan ana hammadde (pamuk, yün vb.) ve uygulama yöntemleri farklı olsa da tekstil ürünlerinin üretimi şu şekilde aşamalara bölünebilir.
  • İplik Üretimi
  • Kumaş Üretimi
  • Terbiye
  • Hazır Giysi Üretimi (Konfeksiyon)

İplik üretiminin pamuk yetiştiriciliği kısmı ile ilgili bilgi almak için Pamukçuluk İşkolunda İş Sağlığı Güvenliği yazısı ziyaret edilebilir.

II. TEKSTİL İŞKOLUNDA TEHLİKELER, HASTALIKLAR ve KAZALAR

II.1. Hastalıklar

II.1.1. Kimyasal Tehlikelerden Kaynaklanan Hastalıklar

Tekstil ürünlerinin üretiminde kullanılan çok çeşitli kimyasal maddeler vardır. Bunlar boyalarda, yapıştırıcılarda, kumaşların işlenmesinde kullanılan ve insan sağlığına zararlı olabilen tehlikeli maddelerdir. Bunlardan azo boyarmaddeler, kanserojen* boyarmaddeler, fitalatlar ve perflorlu bileşikler kanserojen maddelerdir. Kanserojen boyarmaddeler deriye temas ettiklerinde kolayca emilirler. Tekstil sektöründe çalışanlarda sık görülen kanser* türlerinden biri mesane kanseridir.

Tekstilde, üretilen kıyafetlerin kullanım sırasında çekmemesi, kırışmaması, boya ve baskının korunması için formaldehit kullanılır. Kesme işlemi yapılmadan önce kumaş serilir ve kumaş daha önce açılmadığı için dışarı ani bir gaz çıkışı olur. Ütüleme sırasında ısınan kumaşın üzerindeki formaldehit daha kolay buharlaşır. Bunun gibi nedenlerle, formaldehit kullanılarak işlenmiş kumaşlarla çalışılırken, işçiler bu gazın buharını solumak durumunda kalırlar. Bu da akciğer* ve nazofarenks (geniz) kanseri hastalıklarına yakalanma riskini artırır.

Tekstil ürünlerinin renklendirilmesinde kullanılan boyalar ve formaldehit buharlarının deriye temas ettiği durumlarda çalışan işçilerde irritatif veya kontakt dermatit* görülebilir. Sürekli formaldehitli boya ve kumaşlarla çalışan işçilerde eller ve kollarda formaldehite karşı bir duyarlılaşma gerçekleşebilir ve bu durum kalıcı bir alerjiye dönüşebilir.

Tekstil ürünlerinin üretimi sırasında ortaya çıkan toz, ısınan plastiğin buharı, formaldehit ve benzeri kimyasal maddelerin uzun süreler solunması sonucu, çalışanlarda astım* hastalığının görülme riski artar.

Su geçirmez kıyafetlerin üretiminde kıyafetler su geçirmez maddelerle kaplanırlar. Bu işlem sırasında çeşitli solventlerle seyreltilmiş erimiş plastik kullanılır. Solventlerin içeriğinde insan sağlığına zararlı olan hatta insanda kansere neden olduğu bilinen dimetilformamid maddesi bulunabilir.

Pamuk üretim aşamasından pamuk ipliğinden dokunmuş giysilerin üretimine kadar geçen süreçlerin hepsinde çalışanları pamuk tozuna maruz kalabilirler. Özellikle iplik üretimi, dokuma ve örme işlemlerinde ortaya çıkan toz miktarı diğer üretim aşamalarından daha fazladır. Pamuk üretiminin tüm aşamalarında çalışan işçiler pamuk tozu solumak durumunda kalabilirler fakat en fazla iplik üretimi, dokuma ve örme işlerinde çalışanların bissinoz* hastalığına yakalanma riskleri artar.

Tekstil ürünleri çok çeşitli olduğundan, yapılan her işin çalışanlara farklı ve kendine özgü zararlar vermesi mümkündür. Tekstil sektöründe, kot taşlamacılığına bağlı silikoz*, dünyada ilk kez 2005 yılında ülkemizde görüldü. Bugüne dek bir başka ülkeden benzeri bir vaka bildirilmemiştir. (Uğurlu, 2011). Bu olayın ardından ülkemizde, püskürtme işleminde kum, silis tozu veya silika kristalleri içeren herhangi bir madde kullanılması yasaklanmıştır.

II.1.2. Fiziksel Tehlikelerden Kaynaklanan Hastalıklar

Tekstil sektöre insan gücüne dayalı bir sektör olduğundan çalışma ortamları oldukça kalabalık ve sıkışıktır. Bu koşullarda çalışanların vücut yapılarına uygun çalışma ortamlarının düzenlenmesi zorlaşır. Dikiş makinelerinde çalışanların etraflarında bulunması gereken iş parçalarına uzanırken vücutlarının düzgün duruşunun bozulması, ayakta çalışan kesim ve ütüleme işlerini yapan çalışanların uzun süre ayakta durması ve boylarına uygun olmayan yükseklikteki tezgahlarda çalışması, kullanılan el aletlerinin el ve bileğin normal duruşunu bozacak şekilde kullanılmak durumunda olması, taşıma işlerini yapan çalışanların eğilip kalkması gibi çoğaltılabilecek bir çok çalışma ortamı örneğinde; çalışanlarda kas ve iskelet sistemi hastalıklarının görülme riski vardır. Ergonomi ilkelerine uygun olmayan çalışma ortamları ve çalışma araçlarının kullanımı, çalışanlarda kalıcı veya geçici kas ağrılarına veya ezilmelerine neden olabilir.

Tekstil sektöründe iplik üretim hattında yer alan harman hallaç,cer, tarak, penyöz bölümlerinde, fitil ve vater bölümünde, dokuma hazırlık, haşıl ve taharlama, iplik büküm ve katlama bölümlerinde, örme bölümünde, dokuma bölümünde, kumaş boyama bölümünde ortaya çıkan gürültü seviyeleri çalışanların işitme duyularına zarar verebilecek yüksekliktedir. Özellikle iplik üretim atölyelerinde çalışanlarda Gürültüye Bağlı İşitme Kaybı (GBİK) görülebilecek seviyelerde gürültü ortaya çıkmaktadır.

Son yıllarda yapılan çalışmalarda, dikiş makinesi kullanan çalışanların yüksek seviyelerde Elektromanyetik Alana sunuk (maruz) kaldıklarından dolayı Alzheimer* hastalığına yakalandıkları görüşü ortaya atılmaktadır.

II.2. Kazalar

Tekstil sektörünün tüm aşamalarında bir çok makine kullanılır. Bu makinelerin kullanımı sırasında gerekli önlemler alınmadığı takdirde ciddi iş kazaları yaşanabilir. Özellikle makinelerin hareketli kısımlarına parmak, el ve kolların sıkışması ezilmelere kopmalara, kırılmalara ve amputasyona* neden olabilecek sonuçlar doğurabilir. Örneğin, Harman Hallaç makinelerinde bulunan döner silindirlere işçinin elini veya kolunu kaptırması kötü sonuçlar verebilecek iş kazalarındandır.

Ütüleme işlerinin yapıldığı pres makinelerinde çalışan işçilerin vücutlarının ütü veya presin sıcak kısımlarına temas etmesi veya sıkışması çalışanın vücudunda ciddi yanıklara* neden olabilir.

Kullanılan makineler ve el aletlerinin kullanımı sırasında küçük kazalar olabileceği gibi çok ciddi kazalar da yaşanabilir. Tekstil sektöründe kullanılan dikiş makinelerinin iğneleri çalışanların eline batabileceği gibi kırılarak fırlayıp gözlerine de batabilir. Kullanılan makas, bıçak gibi kesici aletler de benzer yaralanmalara neden olabilirler. Ayrıca, kalabalık ve yakın çalışmadan dolayı işçiler başkasının kullandığı aletlerden dolayı da yaralanabilirler.

Taşıma işlemlerinin yapıldığı araçların kullanımı sırasında veya elle taşıma işleri sırasında taşınılan yüklerin düşmesi veya kaldırma araçlarının çarpması sonucu kazalar da görülebilir. İşyerlerinde çalışan sayısının çok fazla olması ve yerleşim planlarının genellikle sıkışık olması nedeniyle böyle kazaların yaşanması tekstil sektöründe çok olasıdır.

Tekstil sektörünün hammaddesi genellikle bitkisel veya hayvansal elyaftır. elyaf kolay tutuşabilen bir madde olduğundan bu sektörün bir diğer ciddi kaza potansiyeli yangınlardır. Yangınlar, kullanılan elyaf türlerine göre çeşitlilik gösterir. Genel olarak tekstilde işleme basamakları göz önünde alındığında ilk basamaktan son basamağa doğru (elyaftan-dikilmiş hazır giyim) yangın riski azalmaktadır. Bunun nedeni elyafın ince ve kolay tutuşur özelliğinin iplik ve kumaşa dönüştükçe azalmasıdır. Bu doğrultuda elyaf depoları, çırçır fabrikaları, harman hallaç dairesi ve tarak dairesi yangın açısından daha risklidir. Yangın, ısınmaya neden olan ekipmanlar, elektrik, statik elektrikten kaynaklanan tutuşmalar, sigara gibi çeşitli nedenlerle başlayabilir. Elektrik kaynaklı yangınlar, elektrik kablolarına aşırı yüklenme, elektrik panolarında açık iletkenli kısımların bulunması, yanlış kullanılan uzatma kabloları, elektrikli cihazların içinde toz, tüy birikmesi gibi nedenlerle çıkarlar.

III. TEKSTİL İŞKOLU İÇİN SAĞLIK VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

Tekstil sektöründe kullanılan yapıştırıcılar, boyalar, kumaş işlemede kullanılan solventler gibi çok çeşitli kimyasal maddeler kullanılır. İplik, dokuma- örme işletmelerinde tehlikeli kimyasal kullanımı nadirken terbiye ve konfeksiyon işletmelerinde çok çeşitli ve tehlikeli kimyasallar kullanılır. Kullanılan kimyasalların bazılarının insan sağlığına etkileri biliniyorken, bazılarınınki sadece tahmin edilmektedir. Bu yüzden kimyasallarla çalışmalarda, işçilerin periyodik sağlık kontrollerinin yapılması ve önlenebilecek hastalıkların önceden teşhis edilmesi çok önemlidir. Kullanılan kimyasal maddelerin solunması veya vücuda temas etmesi sonucu çalışanlarda sağlık sorunları ve hassasiyetler oluşabilir. Bunu önlemek için kullanılan tehlikeli kimyasal maddeler yerine insan sağlığına zarar vermeyenler kullanılmalıdır. Kimyasalların MSDS formları edinilip kullanım miktarları bunlara göre belirlenmelidir. Kimyasal madde çıkışının yoğun olduğu çalışma bölgeleri diğer çalışanları etkilemeyecek şekilde izole edilmelidir. Kimyasalların buharlarının solunduğu işlerin yapıldığı ortamların havası, lokal havalandırma ile temizlenmelidir. Tüm bu önlemlerin yetersiz kaldığı durumlarda çalışanlara uygun solunum yolu koruyucuları, eldivenler, uzun kollu giysiler gibi Kişisel Koruyucu Donanımlar sağlanmalıdır.

Pamuklu tekstil ürünlerinin üretimi sırasında tüm aşamalarda pamuk tozu ortaya çıkar. Fakat pamuk işlendikçe ortaya çıkan toz miktarı azalır. Pamuk tozu en fazla çırçırlama, harman-hallaç gibi ilk basamaktaki işlerde ortaya çıkarken, konfeksiyon aşamasına gelindiğinde ortaya çıkan pamuk tozu daha azdır. Bu nedenle, çırçırlama ve iplik yapımı işlerinin yapıldığı işyerlerinde pamuk tozuna karşı daha ciddi önlemler alınmalıdır. Pamuk tozunun ortaya çıktığı alanlarda çalışanların toz maskesi kullanması zorunludur. Ayrıca bu alanlar, doğru biçimde havalandırılmalıdır. Pamuk tozuna sunuk kalarak çalışan işçilerin sağlık kontrolleri yapılırken pamuk tozu kaynaklı pnömokonyozu* teşhis etme amaçlı testler yapılmalıdır.

Tekstil sektöründe çalışanların çalışma ortamlarının iyileştirilmesi gerekir. Çalışanların vücut duruşları, çalışılan tezgah veya makinenin yüksekliği, kullanılacak malzemeye erişim, kullanılan el aletleri gibi bir çok konuda geliştirici çalışmalar yapılmalı ve çalışma ortamı ergonomik hale getirilmelidir. Oturarak yapılan çalışmalarda, omurganın ‘S’ duruşu korunacak şekilde oturulmalı, kollar ve bilekler zorlanacak şekilde bükülmemelidir. Çalışma sırasında omurgayı bükerek yapılacak hareketlerden kaçınılmalıdır. Kullanılan malzemeler sırt duruşu bozulmadan ulaşılabilir alanda bulunmalıdır. Kullanılan el aletlerinin el ve bileği zorlamayacak şekilde seçilmesi gerekir. Aletler mümkün olduğunca hafif olmalıdır.

Takstil sektöründe gürültü, aynı toz gibi, iplik, dokuma, örme işlerinde daha çok ortaya çıkar. Yine de ileri aşamalarda da gürültüye sunuk kalınarak yapılan çeşitli çalışmalar bulunur. Gürültülü makinelerin kullanıldığı alanlarda çalışan işçilerin çalışma planları yapılırken, sürekli gürültili ortamlarda bulunmamasına dikkat edilmelidir. Örneğin, kesme makinesi gibi gürültülü bir makine kullanan biri çalışma saatinin tamamında bu makinenin yakınında çalışmamalıdır. Kulaklarının dinlenmesi için, gürültüsüz bir ortamda başka bir iş yapmalıdır. Bu tip uygulamalarla çalışanın sunuk kaldığı gürültü seviyesi aşağıya çekilemiyorsa, gürültülü ortamlarda çalışanlara, çalışılan gürültü seviyesine uygun kulak koruyucular verilmelidir.

Tekstil işlerinin özellikle konfeksiyon alanında yapılan işleri hassas işler olduğundan çalışanların gözlerinin yorulmaması için ortamın çok iyi aydınlatılmış olması gerekir. Genel aydınlatmanın yapılan iş için yeterli olmadığı durumlarda, çalışana veya makineye özel aydınlatma da kullanılmalıdır. Örneğin dikiş makinelerinin iğne bölümlerinin aydınlatılması için bir bölgesel ışık kullanılabilir.

Tekstil atölyeleri kalabalıktır ve, genellikle, çalışılan alan çalışan sayısına uygun değildir. Kişi başına düşen alan büyüklüğü gereksinimlerin altındadır. Bu nedenle, ortam havasının temizlenmesi için çok güçlü havalandırma sistemleri kullanılmalıdır ki ortamdaki hava sık aralıklarla yenilenebilsin. Çalışılan ortamın havasının temiz olması ve oksijen bakımından zengin olması çalışanların performansını ve dikkatlerini etkileyecektir. Yetersiz oksijen bulunan ortamda çalışanlar yorgun hissettikleri için daha az dikkatli olacaklardır ve bu durum kazaların yaşanma tehlikesini artıracaktır.

Atölyelerin kalabalık olması dinlenme, tuvalet, yemek ihtiyaçlarının görüldüğü alanların kolay kirlenmesini sağlayacaktır. Ayrıca çalışılan malzemelerin yapısı dolayısıyla ortamda zaten toz ve tüy birikecektir. Çalışma ortamının ve dinlenme alanlarının iş hijyeni şartlarına uygun olması ve düzenli olması hem çalışanların sağlıkları açısından hem de iş kazalarının önlenebilmesi açısından faydalıdır.

Tekstil sektörünün her aşamasında makineler kullanılır. Ancak, iplik, dokuma, örme atölyelerinde kullanılan makineler konfeksiyon atölyelerindekilerden çok daha büyük ve tehlikeli makinelerdir. Yine de kullanılan makinelerin tümünün güvenli bir şekilde kullanılması bir zorunluluktur. Makinelerin döner ve hareketli kısımlarının, çalışanların el ve kollarını kaptırmaması için saklanması gereklidir. ayrıca konfeksiyond kullanılan pres ütüleme makinelerinin de çift el kumanda sistemi ile çalışmaları çalışanın el veya kolunun presler arasına sıkışmasını engeller. Konfeksiyonda kullanılan dikiş makinelerinin iğne fırlamasına karşı iğne koruyucuları bulunmalıdır. Kullanılan el aletlerinin de koruyuculu olanları tercih edilmelidir.

Tekstil sektöründe pekçok farklı kaynak yangın tehlikesi oluşturur. Kimyasallar, elektrik ve en önemlisi elyaf bu işyerlerinde yangın çıkmasına neden olabilir. Çıkabilecek küçük bir yangın elyafın kolay yanabilirliği yüzünden hemen büyüyebilir. Bu nedenle, elyafın biriktirildiği alanlarda yapılan çalışmalara özellikle dikkat edilmelidir. burada statik elektrik kaynaklı yangınlar çıkmaması için kullanılan aletler topraklanmış olmalıdır. Ayrıca elektrik panolarında biriken toz ve tüyler de bir kaçak olduğu durumda kolaylıkla yangın çıkarabilir. Kullanılan kimyasalların yanlış karıştırılmasından kaynaklanan yangınlar hatta patlamalar yaşanabilir. Bu nedenle, kullanılan kimyasalların Malzeme Güvenlik Bilgi Formları (MSDS) edinilerek bu kimyasallara nasıl uygulamalar yapılabileceği anlaşılmalıdır. Kimyasalların depolara yerleştirilmesi MSDS formlarının yönlendirmesiyle planlanmalıdır. Yangın ve patlamaların engellenebilmesi için kullanılan basınçlı kapların kontrollerinin gerekli aralıklarla yapıldığına emin olunmalıdır.

 

IV. TEKSTİL İŞKOLUNDAKİ FARKLI ÇALIŞMA ALANLARI

IV.1. Pamuk İpliği Üretimi

Pamuğun tarladan toplanmasından sonra çırçırlanmasının ardından pamuk sıkıştırılarak balyalar haline getirilir ve sarılır. Harman-hallaç sürecinde pamuk büyük balyalardan ayrılarak içindeki yabancı maddeler temizlenir. Daha sonra tarak işlemi başlar ve elyaf çözülerek paralel hale getirilir. Cer işleminde ise paralel haldeki elyafın her yerde eşit kalınlıkta olması sağlanır. Son olarak istenilen inceliğe getirilen elyaf bobinlere sarılır ve iplik elde edilmiş olur.

Bu işlemler gerçekleşirken kullanılan makinelerin makine koruyucuları yerlerinde ve çalışır durumda olmalıdır. Kullanılamayacak makineler etiketlenerek kilitlenmelidir. Pamuğun ham haliyle çalışılan iplik yapımı sürecinde aşırı miktarda pamuk tozu oluşur. oluşan tozun çalışanlarda hastalığa neden olmasının engellenmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalı ve uygun Kişisel Koruyucu Donanımlar kullanılmalıdır. İplik yapım sürecinde kullanılan makinelerin bazıları yüksek seviyelerde gürültüye neden olurlar. Bu makinelerle çalışanların gürültüden korunmak için rotasyonlu çalışmaları ve uygun kulak koruyucularını kullanmaları gerekir.

IV.2. Yün Üretimi

Yün; koyun, keçi, lama gibi hayvanların tüylerinin kırkılmasıyla elde edilen elyaftan üretilir. Yünler iplik fabrikalarında elyafın incelik, uzunluk, yumuşaklık ve esnekliklerine göre seçilip ayrılır. Madeni iğlerle donatılmış silindirlerle tel tel açılarak birbirine paralel hale getirilen elyaf son taraktan bir tül halinde çıkar; bu tül karmaşık yapılı makineler yardımıyla şeritlere ayrılır, çekilip bükülerek üzerleri havlı iplikler elde edilir. Taranmış yün yapımında ise birinci kalite elyaf kullanılır elyaf temizlenir, çok kısa olanları ayrılır, sıralama ve birleştirme işlemlerinden sonra birbirinden güzel kumaşların dokunduğu ince, düzgün ve dayanıklı iplikler veren bir tül elde edilir.

Yün üretim sürecinde çok çeşitli makineler kullanılır. Bu makinelerin kullanımı sırasında gerekli güvenlik önlemleri alınmalıdır ve makine koruyucuları yerlerinde olmalıdır. Makinelerin havalandırma bölümlerinde toz birikmesine karşı sık sık temizleme yapılmalıdır. Yün sanayiinde kullanılan makineler arasında hareket edecek malzemelerin ortamda bekletilmesinden kaynaklanan kazaların önlenmesi için taşıma işlemleri mümkün olduğunca otomatikleştirilmelidir.

Yün sanayiinde çalışanların şarbon* hastalığına yakalanma riskleri fazladır. Özellikle şarbon hastalığının yaygın olduğu bölgelerde yapılan yüncülük faaliyetlerinin daha dikkatli ve hijyenik koşullarda yapılması gerekir.

Yünün temizlenmesi, dezenfekte edilmesi, beyazlatılması ve boyanması işlemlerinde bir çok kimyasal madde kullanılır. Bu kimyasalların çalışanlara zarar vermemesi için lokal havalandırma sistemleri kurulmalıdır. Ayrıca, çalışanlara uygun solunum yolu ve deri koruyucuları sağlanmalıdır.

IV.3. İpek Üretimi

İpek, ipekböceğinin kozasından elde edilen yumuşak, parlak bir liftir. Kozalar yeteli büyüklüğe ulaştıklarında kaynatılır ve ipek elle veya makinelerle çözülerek çile haline getirilir. Daha sonra beyazlatılır, dokunur ve boyanır.

Kaynatma işlemi yapılırken kullanılan kömür ortama karbonmonoksit gazı salar. Bu durum, çalışanların zehirlenmesine neden olabilir. Genellikle bağ ağrısı, baş dönmesi, halsizlik gibi belirtileri vardır. İpek liflerinin deriye temas etmesi çalışanlarda derinin tahriş olmasına neden olabilir. İpek üretiminde çalışanlarda dermatit görülebilir. Eyirme ve dolama işlemlerinin yapıldığı makinelerin çıkardığı gürültü çalışanlara zarar verebilir. Bu makinelerle çalışan işçilerin uygun kulak koruyucularını kullanması gerekir. İpekböceği yetiştiriciliği sırasında ortamda üreyecek bakteriler de çalışanlarda sağlık sorunlarına neden olabilir.

IV.4. Viskoz Üretimi

Viskoz üretimi için odundan ve linterden elde edilen selüloz ham maddesi kostik soda ve sodyum bisülfit ile işlem görerek yabancı maddelerden arındırılır. Selüloz hamuru kostik soda çözeltisi (NaOH) ile işlem görerek alkali selüloz hâline dönüşür. Alkali selüloza, ön olgunlaştırma işleminden sonra karbon disülfür (CS2) ilave edilerek selüloz ksantat elde edilir. Seyreltik sodyum hidroksit ilavesi ile de ham viskoz çözeltisine dönüştürülür. Filtreleme ve ard olgunlaştırma işleminden sonra viskoz çözeltisi asitli bir banyoya düzelerden fışkırtılarak yaş çekim yöntemiyle katı halde viskoz filamentleri elde edilir. Katılaşan filamentler, germe yıkama ve kurutma işlemlerinden sonra bobine sarılarak viskoz rayon iplik elde edilir.

Viskoz üretimi sırasında kullanılan kimyasalların uzun süreler dolunması durumunda çalışanlarda zehirlenme belirtileri görülebilir. Kimyasalların buharlarından korunmak için çalışanların uygun solunum yolu koruyucularını kullanmaları gerekir. Ayrıca karbon disülfür çok kolay alevlenebilir bir maddedir. Bu nedenle depolama ve kullanım koşullarının alev alma veya patlamaya yol açmayacak şekilde sağlanması gerekir. İşlemler sırasında kullanılan asit ve bazlar kullanım sırasında çalışanların el, yüz ve gözlerine sıçrayabilir. Çalışma ortamında göz duşu bulunması bu durumla karşılaşıldığında anında müdahale için uygun olacaktır. Kimyasallarla çalışılan ortamların havalandırma sistemi çalışanları kimyasal buharlarına sunuk bırakmayacak şeklide düzenlenmelidir.

IV.5. Sentetik Elyaf Üretimi

Sentetik elyaf, petrokimya sanayii tarafından geliştirilen kimyasal elementler veya bileşiklerden sentetik olarak üretilen polimerlerden yapılır. Elyaf, kesintisiz lif elde etmek için, sıvı polimerlerin iplik borusu içinden zorla geçirilmesiyle üretilir. Oluşan lifler doğrudan kıyafet üretiminde kullanılabileceği gibi, doğal lif görünümü verilmek için doğranıp bükülebilir. Sentetik elyafın, naylon, polyester, polivinil, poliolefin, polipropilen, poliüretanlar gibi türleri vardır.

Sentetik elyaf üretiminde kullanılan makinelerin makine koruyucu kısımlarının yerlerinde ve çalışır durumda olması gerekir. Eğirme, hallaçlama, sarma ve bükme makinelerinin, çalışanın ellerinin sıkışmasını ve makineden parça fırlamasını engelleyici koruyucularının özellikle bulunması gerekir. Ayrıca çevre düzenlemesinin kayıp düşmeyi engelleyecek şekilde düzenli ve kullanışlı olması gerekir. Kullanılan kimyasallar ve kolay tutuşabilirmaddeler yangına karşı önlem alınarak kullanılmalıdır. Boyama işinin yapıldığı kimyasalların kullanıldığı alanlarda yerel ve genel havalandırma sistemleri bulunmalıdır.

IV.6. Dokumasız Kumaş Üretimi

Dokumasız kumaş üretimi, sentetik veya doğal liflerin çeşitli kimyasallar kullanılarak tülbent adı verilen bir düzlem haline getirilmesiyle başlar. Daha sonra, iğneleme, sıcak uygulama, kimyasal yapıştırıcılar, eritilip birleştirme gibi çeşitli yöntemler kullanılarak dokunmamış tekstil yüzeyleri elde edilir.

Bu işlemler sırasında kullanılan kimyasallar, çalışanların sağlığını kötü etkileyebilecekleri gibi yangın ve patlamalara da neden olabilirler. Bu yüzden kimyasalların kullanıldığı üretim aşamalarında kullanılan malzemeye özgü güvenlik tedbirleri alınmalıdır. Çıkabilecek yangın çeşitlerine göre yangın söndürme ekipmanlarının hazırlanması ve uygun yerlere yerleştirilmesi gerekir. Çalışanların kimyasal buharlarını solumalarını engelleyebilmek için lokal ve genel havalandırma sistemleri kurulmalı, gerekli olduğu durumlarda çalışana solunum yolu koruyucusu sağlanmalıdır. Kullanılan makinelerin koruyucu elemanlarının yerlerinde ve çalışır durumda olmasına dikkat edilmelidir.

IV.7. Dokuma ve Örme

Sanayiide dokuma ve örme işlemlerinin yapılması için bu işlere özgü makineler kullanılmaktadır. Bu makineler kullanılırken alınması gereken çeşitli güvenlik önlemleri vardır. Makine yağı, su gibi zemini kayganlaştırabilecek sıvıların yere sızması durumlarında zemin temizlenmelidir. Aksi takdirde kaygan zemine basan çalışan makine üzerine düşebilir veya düşerken makineye çarpabilir. Bu durum basit bir düşme olayının kötü sonuç vermesine neden olabilir.

Makinelerin makine koruyucuları yerlerinde ve çalışır durumda olmalıdır. Kullanılan kimyasalların yangın çıkarma tehlikesine karşı önlem alınarak kimyasallarla işlem yapılmalıdır. Ortaya çıkan toz ve kimyasal buharlarının çalışanlara zarar vermemesi için ortamda lokal ve genel havalandırma sistemleri bulunmalıdır. Gerekli durumlarda çalışanlara solunum yolu koruyucular temin edilmelidir. Dokuma ve örme makineleri gürültülü çalışan makinelerdir. Eğer gürültülü ortamda çalışılıyorsa çalışanlara uygun kulak koruyucular verilmelidir.

IV.8. Halı ve Kilim Dokuma

Halı ve kilim dokunması sırasında kullanılan makineler büyük makineler olduğundan makine koruyucu takılı olmadığında çevrede çalışan işçiler için ciddi tehlike oluşturur. Halıve kilim dokuma makinelerinin koruyucuları her zaman yerlerinde ve çalışır, işlevli durumda olmalıdır. Makineler çalışmaya devam ederken, çalışanlar makine parçalarının veya üretim hattının altında durmamalıdır.

Ürünlerin taşınması sırasında kullanılan kaldırma araçlarının çalışanlara zarar vermeyecek özel yollarda hareket etmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Ağır ve büyük parçalarla iş yapıldığından çarpma, düşme, ezilme gibi kazaların yaşanması olasıdır. Bu kazaların önlenmesi için taşıma işlerinin otomatikleştirilmesi faydalı olabilir.

Gürültülü çalışan makinelerin yakınında çalışan işçilerin çalışma planları rotasyonlu yapılmalıdır. Gerekli durumlarda çalışanların kullanmaları için kulak koruyucu ekipman işyerinde bulundurulmalıdır.

IV.9. El Dokuması 

Elde halı dokuma işi yüzyıllardan beri devam eden bir gelenektir. Halı dokuma tezgahları ilk zamanlarından bu zamana kadar neredeyse değişmeden kalmıştır. El dokuması halı üretilirken dokumacı bir tezgahın karşısına oturur ve halının üst bölümlerinin dokurken yukarıya uzanıp alt taraflarını dokurken kollarını büker. Yani, halı dokuma sırasında vücut pozisyonu sabit değildir.

Halı dokuma sırasında omurganın S duruşunun bozulmadan çevredeki malzemelere uzanacak bir çalışma düzeni geliştirilmelidir. Ayrıca bilek ve parmakların yoğun kullanımı bu organlarda eklem rahatsızlıkları yaşanmasına neden olabilir. Ayrıca, yetersiz ışıkta ayrıntılı desenlerle çalışıldığı durumlarda dokumacının gözleri bozulabilir.

DİPNOTLAR

* Akciğer kanseri, yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin gereksinim ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıdır. Burada oluşan kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyür; daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak organlara yayılarak (karaciğer, kemik,beyin vb. gibi) hasara yol açarlar. Bu yayılmaya metastaz adı verilir.

* Alzheimer hastalığında henüz bilinmeyen nedenlerle beynin belli bölgelerinde proteinler birikerek sinir hücrelerini hasara uğratmakta; birbirleri ile olan bağlantılarını koparmakta ve sinir uyarılarını taşıyan bazı kimyasal maddelerin miktarını azaltmaktadır. Kısacası, beynin iletişim ağı ciddi anlamda bozulmaktadır. Bunun sonucunda da bilgiler ve zihinsel beceriler birer birer yitirilmektedir.

* Bir uzvun (kol veya bacağın) bir kısmını veya tamamını, tıbbi nedenlerden dolayı kesilmesine veya kopmasına amputasyon denir. Damar hastalıkları, trafik kazaları, iş kazaları, tümörler, mikrobik hastalıklar, doğumsal anomaliler, yanıklar ve şeker hastalığına bağlı, daralmış olan damarlarda kan dolaşımı azalır. Beslenemeyen, oksijenlenemeyen doku giderek solar, soğur; şiddetli ağrılara neden olur. Deride ülserler denilen yaralar çıkar ve bu durum giderek o dokuda daha da ilerler ve nekroz denilen ölü dokuya veya gangrene çevrilir. Bu durumda, hastayı kurtarmak ve ölü dokunun ilerlemesini önleme amacıyla, etkilenen uzvun kesilmesine karar verilir.

* Astım, solunum yollarının ataklar halinde gelen tıkanmaları ile kendini gösteren kronik bir hastalığıdır. Astımda solunum yollarının şişmesi ve tıkaçların oluşması sonucu havanın akciğerlere girip çıkması engellenir. Hastalar ataklar arasında kendilerini iyi hissederler. Ataklar sırasında öksürük, göğüste sıkışma hissi, solunumda hızlanma, hırıltı ve nefes darlığı olur. Astımlı hastalar çevredeki birçok maddeye astımlı olmayanlara göre daha duyarlıdır. Bu uyarılar hastalarda hırıltı ve öksürüğe yol açar.

* Bisinoz, genellikle pamuk tozlarını soluyan işçilerde görülen meslek hastalığıdır. Pamuk tozlarının yanı sıra keten ya da kenevir gibi doğal liflerin tozlarının da yol açabildiği bisinozda, akciğerlerde küçük toz parçacıklarına karşı oluşan doku tepkisi koyu müküs birikmesine, bu da hava geçişinin azalmasına yol açar.

* Kanser, Latincede yengeç anlamına gelen “crab” sözcüğünden türetilmiştir. Yunanlı hekim Hipokrat, hastalığın başladığı bölgeden diğer organlara yayılmasını gözlemleyerek bu tanımlamayı yapmıştır. Kanser vücuttaki bir hücre grubunun farklılaşarak, aşırı ve kontrolsüz şekilde çoğalması sonucu meydana gelmektedir. Normalde hücrelerin büyümesi ve çoğalması bir düzen içerisinde olmaktadır. Buna paralel olarak doku ve organlar da görevlerini normal olarak yapabilmektedirler. Ancak bu hücreler anormal şekil ve hızda büyümeye ve çoğalmaya başlarlarsa, tümör adı verilen kitle oluşumuna yol açarlar. Bu anormal hücrelerin köken aldığı organa göre hastalık adlandırılır(akciğer kanseri, meme kanseri, prostat kanseri vs.). Kanserler, iyi huylu ve kötü huylu olarak adlandırılırlar. Kötü huylu olanlar yayılma eğilimi yüksek olanlardır. Kanser hücrelerinin bütün vücuda yayılmasına metastaz adı verilir.

* Kanserojen madde; solunduğunda, ağız yoluyla alındığında, deriye nüfuz ettiğinde kanser oluşumuna neden olan veya kanser oluşumunu hızlandıran maddelerdir.

* Kontakt dermatit, derinin bazı maddelerle teması sonucu oluşan bir reaksiyondur. Bu reaksiyonların % 80’ i tahrişe bağlı reaksiyonlar (örneğin: bulaşık yıkama sonucu oluşan el gibi), % 20’ si de alerjik reaksiyonlardır. Reaksiyon temastan hemen sonra oluşmaz. Temas sonrası 1-3 gün sonra oluşan belirtiler genellikle 1 hafta veya daha sonra kaybolur. Deri kırmızı, kaşıntılı, iltihaplı ve kabarcıklı bir hal alır. Reaksiyon genellikle temas yerinde en yoğundur; derinin diğer bölgelerinde de olabilir.

* Pnömokonyoz, genellikle bazı özel iş koşullarında çalışan kişilerde inorganik toz yada zerrecikli maddenin akciğerlerde depolanması ve buna bağlı olarak gelişen doku reaksiyonu ile ilgili durumdur. Asbestos ve silikoz bu gruba giren hastalıklardandır.

* Silikoz, serbest silis taneciklerinin (Kristal kuvars) solunum yoluyla alınması sonucu meydana çıkan, sanayi parçacıklarının yol açtığı ağır bir hastalıktır. Madencilik, taş kesme, taşocağı çalışmaları (özellikle granit), yol ve bina inşaatı, dinamitle kayaları patlatma ve çiftçilik, serbest silise sunuk bırakan mesleklerdir. Belirtilerin meydana gelmesi için genellikle 15-20 yıl bu parçacıklara sunuk kalmak gerekir. Fakat silise yoğun şekilde sunuk kalınan kapalı alanlarda patlatma, yüksek kuvars içeren kayaları delerek tünel açmak ve temizleme tozu imalatı gibi işlerde çalışan korumasız işçiler bir yıldan kısa bir sürede silikoza tutulabilirler.

* Yanık, ısı, ışın, elektrik veya kimyasal maddelere sunuk kalma sonucunda deri ve derialtı dokularda meydana gelen yaralanmadır.

1. derece yanıklar: Derinin sadece en üst tabakasının zedelendiği yanıklardır. Kızarıklık, gerginlik ve ağrı görülür. Örnek: güneş yanıkları.

2. derece yanıklar: Derinin üst ve değişen oranlarda alt kısmının etkilendiği yanıklardır. Kızarıklık, gerginlik, ağrı ve su toplanması (bül) ile karakterizedir.

3. derece yanıklar: Tüm deriyi kapsayan; derialtı dokularına, derin dokulara ve hatta kemiklere kadar ulaşan yanıklardır. Deri kuru kayış gibi olabilir veya renk değişikliği görülebilir (kömür gibi, beyaz veya kahverengi olabilir ). Şiddetli yanıklarda, yüzeysel sinir uçları ve kan damarları zedeleneceğinden yanık alanda his kaybı olabilir; buna karşın çevredeki daha az yanmış olan doku aşırı ağrılı olabilir.

KAYNAKLAR

1.Herbert, R, Plattus, B.  87. Clothing and Finished Textile Products. Encyclopedia of Occupational Health and Safety, Jeanne Mager Stellman, Editor. Uluslararası Çalışma Örgütü, Cenevre. © 2011. http://www.ilo.org/iloenc/part-xiv/clothing-and-finished-textile-products

2. Uğurlu, F. Tekstil Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı. 2011

3. Sözer, N. Tekstil Ürünlerinde Kimyasal Gereklilikler ve Riskler. Tekstil ve Mühendis. Sayı: 68. 2007.