ELEKTRİKLİ EV ALETLERİ İMALAT SEKTÖRÜNDE İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ

I- GENEL PROFİL

Elektrikli ev aletleri, teknolojinin gelişmesi ile birlikte özellikle 1950’li yıllardan başlayarak yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Evde yapılan işleri kolaylaştırmak amacıyla icad edilen makinalar, ailelerden gelen büyük talep üzerine seri olarak üretilmeye başlanmıştır. Bu yolla satış fiyatlarının düşmesi talebi daha da arttırmış ve her evde bütün bu aletler kullanılır hale gelmiştir. Önce Amerika ve Avrupa ülkelerinde daha yoğun olarak kullanılmış ve daha sonra diğer gelişmekte olan ülkelerde de modernliğin ve çağdaş yaşamın simgesi haline gelmiştir. Kadının da çalışma yaşamı ile giderek daha fazla bütünleşmesine; ev işlerine harcanan zamanın daralmasına ve bu ürünlerin daha yaygın olarak kullanlmasına yardımcı olmuştur. Artık bugün dünyanın hemen her yerinde buzdolapları, çamaşır-bulaşık makinaları, elektrikli fırınlar, televizyonlar, radyolar, mutfak aletleri ve ısıtıcılar yoğun olarak kullanılmaktadır.

Bu aletlerin yapımında kullanılan metaller, dielektrikler(yalıtım maddeleri), boyalar ve kimyasalların bazıları aşağıda gruplandırılmıştır.

 

 

Metaller
Dielektrikler
Boyalar
Kimyasallar
Çelik
İnorganikler (Mika)
Boyalar
Asitler
Alüminyum
Plastikler(PVC)
Vernikler
Alkaliler
Kurşun
Kauçuk
Cilalar
Solvanlar
Kadmiyum
Siliko-organikler
Aşınma engelleyiciler
Cıva
Polymerler(Naylon)

Not: Kurşun ve cıva bu sektörde giderek azalan oranlarda kullanılmakta ve alternatifleri tercih edilmektedir.

II- ELEKTRİKLİ EV ALETLERİ İMALAT SEKTÖRÜNDE KAZALAR, HASTALIKLAR VE TEHLİKELER

II.1. Kazalar

Hammaddelerin, parçaların ve bitmiş ürünlerin kabul edilmesi, depolanması ve dağıtımı sırasında kazalar meydana gelmektedir. Üretimin değişik safhalarında farklı risklerle karşılaşmak olasıdır. Hammaddelerin, parçaların ve bitmiş ürünlerin taşınması sırasında büyük kaldıraçlar ağır yükleri taşırken taşınanların yere düşmesi tehlikeli olmaktadır.

Parçaların yapılması sırasında makinalar, güçlü presler ve plastik püskürten aletlerin kullanımı bazı tehlikeler yaratmaktadır.

Elektro kaplama sırasında aşındırıcı olarak kullanılan kimyasalların yakıcılığı da büyük bir risktir. Ayrıca montaj sırasında parçaların bir yerden diğerine taşınması da kazalara neden olabilmektedir.

Elektrikli test sırasında çalışan parçalar, iletkenler, terminaller ve ölçüm aletleri kazayla dokunma ile oluşabilecek tehlikelere karşı korunmalıdır. Bu işlerin yapıldığı odalara konunun uzmanları dışında kimse sokulmamalı; işaretler ve levhalar yoluyla tehlikeler gösterilmeli ve acil bir durum olduğunda sistemi durdurabilecek bir düğme konulmalıdır.

X ışınları yayan yada radyoaktif ışıma yapan bütün test cihazları ile ilgili kullanım ve koruma konusunda danışılmalı ve cihazlar öyle kullanılmalıdır.

II.2. Hastalıklar

Genellikle bu sektörde, yoğun olarak meslek hastalıkları ile karşılaşılmamaktadır. Görülen bazı hastalıklar ise aşağıdaki gibidir:

  • Çözücülerin, yağların ve katılaştırıcıların epoksi reçine ve poliklorlanmış bi-fenillerle birlikte kullanılması sonucu görülen cilt hastalıkları.
  • Kum püskürterek temizleme işlemi sırasında silika tozlarının akciğerlere çekilmesi sonucunda silikoz*.
  • Boyama ve yağdan arındırma işlemleri sırasında kullanılan çözücülerin buharlarının solunması, kurşun zehirlenmesi*.
  • Üretimin çeşitli evrelerinde sunuk kalınan yüksek ses ve gürültüden ötürü duyma kayıpları.

III- ELEKTRİKLİ EV ALETLERİ İMALAT SEKTÖRÜ İŞÇİLERİ İÇİN SAĞLIK VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

Zehirleme gücü yüksek ‘çözücüler ve klorlanmış bileşiklerin’ yerine olabildiğince daha az tehlikeli maddelerkonulmalıdır. Benzen ve karbon tetraklorür hiçbir şekilde çözücü olarak kullanılmamalıdır. Kurşun zehirlenmesi* konusunda ise daha güvenli çalışma koşullarının sağlanması, kişisel hijyene dikkat edilmesi ve tıbbi gözlem yapılması önemlidir. Havadan ve solumadan kaynaklanan problemlerin aza indirilmesi ve giderilmesi konusunda yerel cebri çekişli havalandırma sistemleri ve solunum koruyucu kişisel donanımların kullanılması çok önemlidir.

Çözücüler, boyalar ve yalıtıcı olarak kullanılan yağların neredeyse tamamı ‘patlayıcıdır’. Bu maddeler kesinlikle kuru, serin ve yangına karşı özel korumalı, üretimin yapıldığı yerden ayrı bir binada saklanmalıdır. Bu maddelerin herbiri ayrı ayrı kutuların yada kapların içinde saklanmalı ve üstlerine okunabilecek şekilde düzgün isimleri yazılmalı ve parlama noktaları dikkate alınarak yerleştirilmelidirler. Plastikler ve yalıtıcı maddelerin yanabilme özellikleri ile ilgili bilgi edinildikten sonra riskler göz önünde bulundurularak uygun saklama koşulları yaratılmalıdır. Son yıllarda sektörde yoğun olarak kullanılan Toz Zirkonyum’un da son derece yanıcı bir madde olduğu unutulmamalıdır.

Yanabilir sıvılar boşaltılırken statik elektrik yükleri oluşabilir; bu nedenle bütün kaplar topraklanmalıdır. Depolarda çalışan işçiler, yangın söndürme aygıtları ile ilgili bilgilendirilmeli ve olası bir yangın ve patlama durumunda, bu donanımları etkin kullanabilmelidirler.

Boyama işleri genellikle bu iş için özel olarak tasarlanmış kulübeye benzeyen ortamlarda yapılmaktadır. Bu yerlerde havalandırma sistemleri iyi çalışmalıdır ki Kişisel Koruyucu Donanımların da yardımıyla sağlıklı bir çalışma ortamı oluşsun.

*

Kurşun zehirlenmesi 2’ye ayrılır: 1-Akut zehirlenme, suda eriyen veya çabuk emilen kurşun bileşiklerinin ağız yoluyla alınmasıyla ortaya çıkar. 2-Kronik zehirlenme, inorganik veya organik kurşun bileşiklerinin ağız, deri veya solunum yoluyla sürekli alımı sonucu ortaya çıkar. Kurşun zehirlenmesinde genellikle ilk yakınma şiddetli ve kolik niteliğinde karın ağrısıdır. Sindirim sistemi, merkezi sinir sistemi bozuklukları ile kansızlık en önemli bulgulardır. SSK yıllıklarına göre Türkiye’de en çok sık bilinen meslek hastalıklarındandır.

Silikoz, serbest silis taneciklerinin (Kristal kuvars) solunum yoluyla alınması sonucu meydana çıkan, sanayi parçacıklarının yol açtığı ağır bir hastalıktır. Madencilik, taş kesme, taşocağı çalışmaları (özellikle granit), yol ve bina inşaatı, dinamitle kayaları patlatma ve çiftçilik, serbest silise sunuk bırakan mesleklerdir. Belirtilerin meydana gelmesi için genellikle 15-20 yıl bu parçacıklara sunuk kalmak gerekir. Fakat silise yoğun şekilde sunuk kalınan kapalı alanlarda patlatma, yüksek kuvars içeren kayaları delerek tünel açmak ve temizleme tozu imalatı gibi işlerde çalışan korumasız işçiler bir yıldan kısa bir sürede silikoza tutulabilirler.