İş Sağlığına İlişkin Yapılan Çalışmalarda İş Tarihçelerinin Geçerliliği

İş Sağlığına İlişkin Yapılan Çalışmalarda İş Tarihçelerinin Geçerliliği Üzerine Bir İnceleme

İşçi sağlığına ilişkin yapılan çalışmalarda, doğru bilginin kaynağını genellikle ulaşmak çok güç olduğundan, geçerliliği değerlendirmek zordur. Bu anlamda şirket kayıtları bazen yetersiz bazen de ulaşılamaz nitelikte olabilmektedir. Bu zorluk, işçinin çalışma yaşamı boyunca birden fazla iş yerinde çalışması durumunda çok daha fazla karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle işçi sağlığı ve güvenliği alanında mesleksel risk ve hastalıkların belirlenmesinde, işçiler ile yapılan görüşmelerde, işçilerin kendi ağızlarından anlattıkları iş tarihçeleri önemli bir yer tutmaktadır. Bu iş tarihçelerinin geçerlilik derecesi ise bir başka sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bourbonnais ve arkadaşları, gemi üreten bir fabrikada yaptıkları araştırmada bu geçerliliğin düzeyini saptamaya çalışmışlardır. Gemi üretim fabrikasının seçilmesinin nedeni, işçilerin çalışma yaşamı boyunca fabrika içinde yüksek akışkanlığa sahip olması nedeniyle, yönetimin işçilerin kayıtlarını düzenli tutması olarak belirtilmektedir. Araştırma sırasında 100 erkek işçi ile, işçilerin evlerinde buluşularak işçilerin bireysel özellik ve iş tarihçeleri hakkında bilgi alınmış, daha sonra bu bilgiler şirket kayıtları ile karşılaştırılmıştır. Deneklerin ise, verdikleri bilgilerin şirket kayıtları ile karşılaştırılacağından haberleri yoktur. Verilerin geçerliliği, yaş, eğitim, çalışma yaşamları boyunca yaptıkları işlerin sayısı, istihdam süresi gibi değişkenler ışığında analiz edilmiştir.

Tüm işçiler, işlerin çeşidi, temel olarak yaptıkları işlerin başlangıç ve bitiş tarihi hakkında bilgi vermiştir. Yapılan işin ünvanı için geçerli yanıt sayısı %89, başlangıç tarihi için ise %62’dir. İşin ünvanını doğru olarak tanımlayanlar daha çok yaşlı işçilerdir ve uzun süredir bu işte çalışmaktadırlar. İşe başlama tarihinin doğru olarak bildirenler ise, daha genç, eğitim düzeyi yüksek ve kısa süredir bu işte çalışan işçilerden oluşmaktadır. Hem unvan hem işe başlangıç tarihleri hakkında verilen bilgilerin geçerliliğinin, yapılan işin sayısı arttıkça azaldığı gözlenmiştir. Eğitim düzeyi ile verilen bilgilerin geçerliliği doğru orantılı bir ilişki sergilemektedir. Ancak eğitimin, işin unvanı hakkındaki bilgilerin geçerliliği üzerine bir etkisi olmadığı da ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra, yaş ve istihdam süresinin verilerin geçerliliği üzerinde istatistiki anlamda önemli bir etkisi olmadığı, geçen zamanın işin unvanı hakkındaki bilginin geçerliliği ile doğru, başlangıç tarihine ilişkin verinin geçerliliği ters orantılı bir ilişki sergilediği saptanmıştır.

İş tarihçelerinin geçerliliğine ilişkin yapılan bir diğer araştırmada, 50 işçi ve işverenleri görülmüştür. Bu çalışmada her iki grubun işe ilişkin görevler için verdikleri yanıtların %90’ı, iş unvanı için verilen yanıtların % 76’sı, istihdam süresine ilişkin yanıtların ise %71’inin uyumlu olduğu, işçilerin çalıştıkları temel işler için verilen yanıtların geçerlilik oranının çok daha yüksek olduğu saptanmıştır. Montreal’de 13 yıllık çalışma süresi sınırlı ve emeklilik planlarının katıları referans alınarak, 297 emekli işçi yapılan bir başka çalışmada ise, işverenlerin isimlerine ilişkin verilen yanıtlarda %82 uyum oranı saptanmıştır. İki ya da daha fazla iş değiştiren işçilerde yanıtların uyum oranı artarken, yaş, eğitim ve gelirin geçerlilik oranları üzerinde önemli bir etkisi olmadığı ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra yaşanan olayların kişisel ve sosyal önemi hatırlamada oldukça önemli bir etkiye sahip olduğu gözlenmiştir.

İş sağlığı güvenliğine ilişkin yapılan çalışmalarda, işçilerin iş tarihçeleri tartışmasız bir öneme sahip olmakla birlikte, geçerliğe ilişkin sorular da şüphesiz önemlidir. Bu noktada, verilerin işçilerin yanı sıra, şirket, sendika kayıtları ile karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi daha güvenilir bilgi elde edilmesini sağlayacaktır. Ayrıca, işçilerin geçirdikleri kazalar ya da hastalıkların kayıtlarının düzenli olarak tutulması da çalışmalarda önemli bir kaynak olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu noktada, kayıt ve istatistik verilerin öneminin kavranılmış olması ve bu yönde gelişkin sistemlerin oluşturulması ön koşul olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kaynak: Bourbonnais, R vd. “Validity of self-reported work history”, British Journal Of Industrial Medicine, Vol:45, No:1, 1988, p:29-32..